31 Aralık 2014 Çarşamba

İlk hatıralar

Çocukluğuma dair hatırladığım ilk şey bir rüya..Hem de o zamanlar pek çok defa tekrarını gördüğüm bir rüya.İki odalı evimizde iki ablam ve ağabeyimle paylaştığım odada yer yatağında yatıyorum.Sabah ezanının hep kasvetli bulduğum havasına uyanıyorum.Bunalmışım gördüğüm rüyadan besbelli.Gözlerimi karşımdaki duvara dikiyorum.Daire içinde iç içe geçmiş bir sürü halka dönüyor görüyorum.Rüyamda kıyamet kopuyor, yeryüzü alt üst olmuş.Sadece bir köpek bizim bakkala doğru yürüyor.Bakkalı o zamanlarda babam işletiyor.Rüya bu kadar.Uyanıyorum o küçücük aklımı ölüm korkusu sıkıştırıyor, küçültüyor küçültüyor.O şekilde cebelleşe cebelleşe uyuyorum yine.Ve bir çok defa tekrarlanıyor aynı rüyanın depresifliği ile sabah ezanı kasvetinin birleşimi.

Her şey yerle bir oluyor da o köpek niye hiç bir şey olmamış gibi bakkal tarafına gidiyor çözemiyorum.Rüyayı evde kimseye anlatmıyorum, nedenini bilmiyorum.Sonraki hayatım süresince ölüm korkusu hep yer ediyor aklımda, ölmek istemiyorum elimdeymiş gibi.Bir de cenazelerden çok etkileniyorum.Mahallede bir cenaze varsa hemen ön sıralara geçerek ölünün yüzünü görmek için çabalıyorum.O hareketsiz, solmuş sararmış yüze bakıyorum başka çocuk yok benim gibi bakan.Ben ısrarla bakıyorum.Her defasında kendi kendime " bak sen de öleceksin, ona göre herkese iyi davran" diye telkin ediyorum.Anneme çok düşkünüm ya o da ölürse korkum kalbimi sıkıştırıyor.Babamdan nefret ediyorum, ölürse hiç bir şey hissetmem diyorum.Hatta bu komşu öleceğine keşke babam ölseydi dediğim de çok olmuştur.Çünkü o kötü, annemi çok dövüyor, hiç sevmiyor.


18 yorum:

  1. Yeni bloğun hayırlı olsun.Buradan güzel bir roman çıkacak sanırım merakla takip edeceğim.:)
    Mutlu yıllar.

    YanıtlaSil
  2. Hayırlı olsun, okuyucusu bol olsun:)

    YanıtlaSil
  3. Biraz hüzünlü ama çok içten.Hayırlı olsun bloğunuz.Mutlu yıllar.

    YanıtlaSil
  4. evet ne güzel evet. bi dee, burdaki bu ölüyü görme gerçek mi sahiden yapıyo muydun. ya be hayatta yapamam yaaa :)

    YanıtlaSil
  5. Vay be. Giriş cümlesiyle bir gerilim ruhuma çöktü. Satır satır okurum bunu ben. Devamını bekliyorum:))

    YanıtlaSil
  6. bu blogunu niyeyse daha bi sevdim reyhan ama az yazıyorsun nedendir? anılarında çocukluğumun çavdar tarlalarından izler var kalemin dürüst ve insani. yazmak var ya reyhan insanın kendini yeniden hatırlamasıdır aslında, belki de yeniden ele geçirmesi

    hiç bir blogtan almadığım pozitif bir elektirik alıyorum yazılarından sanıyorum sebebi herşeye yüreğini katan mutlu prens* olmanda

    her şey gönlüne mavilik birazda pembelik katsın

    sevgimle

    YanıtlaSil
  7. merhaba :)
    iyi bir başlangıç olmuş, devamını bekliyorum, anlatımını sevdim :)

    YanıtlaSil
  8. Hayırlı olsun Eminim bu blogunda ilk blogun gibi harika olur bu arada bana beklerim

    YanıtlaSil
  9. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. içten, akıcı bir dil,çok beğendim..
      sevgiler...

      Sil
  10. merhabalar, emeğinize sağlık :)(:

    Bana da beklerim :)(:

    aycinmutlu.blogspot.com

    YanıtlaSil
  11. Merhaba
    Bu senin kendi yasantından mı yoksa hikaye mi?

    Hikayeysede gerceksede böyle gerçeklerle dolu yaşam.
    Birini hic sevmesende ölünce üzülebiliyorsun tanık oldum buna

    YanıtlaSil
  12. merhabalar
    bloguma bırakmıs oldugun yorum uzere geldım
    blogun cok hos ve takıpteyim ;))
    sevgiler <3

    YanıtlaSil
  13. Merhabalar.
    Çok zor bir çocukluk döneminin rüyaları da elbette zor olur. Birine rüyanızda kıyametin koptuğunu ya da dünyanın sonunu gördüğünüzü anlatsanız, size hemen "namaza başlayın" derler. Çünkü ben de bir zamanlar o kadar çok sık kıyametin koptuğunu görüyordum ki, anlatamam. Hem de çok açık ve seçik, bulanık hiç bir şey yoktu. Şimdilerde hiç görmüyorum neden? Rüyalarımızın hepsi bilinç altında oluşan kurmacalardır.

    Aslında babalar çocuklarını severler ama, sevdiklerini asla belli etmezler. Yani sevgilerini pek dışarıya vurmazlar. Kimi vurmasını bilemez, kimi de kasıtlı olarak vurmaz. Neden? Çocuklar şımarmasın diye. İşte her baba bu aradaki sevgi terazisini dengeleyemezler. Hani "Tatlı-sert" dediğimiz tipler. Ama siz babanıza çok öfke dolu olduğunuz için, onu hiç sevmemişsiniz, hatta bu sevgisizlik öyle bir hal almış ki, çevrenizde ölen birinin yerine onun ölmesini yeğleyecek kadar. Neden? Annenizi çok dövdüğü için, ona eziyet ettiği için, onu sevmediği ve kötü biri olduğu için. İyi, seven, müşfik, şefkatli, merhametli ve vicdanlı babaları tenzih ederim. Ama, maalesef böyle kötü ve sevmesini bilmeyen babalar da yok değil hani.

    "Roman Niyetine" isimli güzel bir blog sayfanız var, beğendim. İlk paylaştığınız rüya anınız da çok güzeldi. Kaleminize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.
    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
  14. merhabalar, emeğinize sağlık :)

    Bana da beklerim :)

    YanıtlaSil
  15. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil